ADVERBIAL CLAUSE OF CONDITION OR LIMITATION için Örnekler
ADVERBIAL CLAUSE OF CONDITION OR LIMITATION HAKKINDA BİLGİ BİRİKİMİ
1 – İngilizce Dersleri ( Bireysel – Özel İngilizce Dersleri )
2 – İngilizce Dersleri ( 4 kişi ile yapılan grup İngilizce Dersleri )
A. ADVERBIAL CLAUSE OF CONDITION :
Yan cümlecik (adverbial clause of condition) bir eylemin hangi koşulla yapılacağını gösterir ve “on what condition” sorusuna yanıt verir. Ana cümlecik (main clause) ise yan cümlecikte belirtilen koşulun neticesini (result) gösterir.
* On what condition will you buy a car ?
Hangi koşulla bir otomobil satın alacaksın ?
* I shall (will) buy a car if I have a lot of money.
Çok param olursa bir otomobil satın alacağım.
Ana cümlecik (main clause) ve yan cümleciği (adverbial clause of condition) birbirine bağlayan bağlaçlar (conjunctions) ve bunlarla kurulmuş cümleler :
IF : .. se, eğer
*You will catch the rain if you take a taxi.
If you take a taxi, you will catch the rain.
Taksiye binerseniz trene yetişirsiniz.
*If it rained, we should stay at home.
Yağmur yağsaydı evde kalırdık.
*If the dog hadn’t barked loudly, we wouldn’t have been caught red-handed.
Köpek yüksek sesle havlamamış olsaydı suç üstü yakalanmazdık.
*What would you do if you lost your money?
Paranı kaybetseydin ne yapardın?
ADVERBIAL CLAUSE OF CONDITION
UNLESS (IF..NOT): .. mezse
*I will call a policeman unless you leave immediately.
Unless you leave immediately, I will call a policeman.
Derhal ayrılmazsan polis çağıracağım (çağırırım).
*I shall be in London by six o’clock unless I miss the train.
Treni kaçırmazsam saat altıdan önce Londra’da olacağım.
*I won’t be able to speak French unless I go to France.
Fransa’ya gitmezsem Fransızca konuşamayacağım.
IN CASE (IF IT SHOULD HAPPEN) : .. se, eğer, diye
* I will wear my uniform in case I’m invited to the party.
Partiye davet edilirsem üniformamı giyeceğim.
*In case fire breaks out, we must use this hose.
Yangın çıkarsa bu hortumu kullanmalıyız.
*I want you to wait here in case I need you tonıght.
Bu gece sana ihtiyacım olur diye senin burada beklemeni istiyorum.
*I am taking my umbrella in case it should rain.
Yağmur yağar diye şemsiyemi alıyorum.
ADVERBIAL CLAUSE OF CONDITION
PROVIDED (THAT)/PROVIDING (THAT) : ..se, eğer
*I will go there provided (that) you lend me some money.
Bana biraz borç para verirsen oraya giderim (gideceğim).
*You can go out providing (that) you finish your homework in time.
Ev ödevini zamanında bitirirsen dışarı çıkabilirsin.
*We shall go for a picnic provided (that) it is fine tomorrow.
Yarın hava güzel olursa pikniğe gideceğiz.
*I will go to Paris providing (that) I win the first prize.
Birincilik ödülünü kazanacak olursam Paris’e gideceğim.
SUPPOSİNG (THAT) / SUPPOSE (THAT) : diyelim ki, varsayalım ki
*Supposing (that) you were as strong as a lioni what would you go ?
Arslan kadar kuvvetli olduğunu varsayalım, ne yapardın?
*Supposing (that) you didn’t pass the exam, where would you go?
Diyelim ki sınavı kazanmadın, nereye giderdin ?
*Suppose (that) I had an accident, who would have paid?
Kaza yapmış olduğumu varsayalım, kim öderdi?
ON CONDITION (THAT) : .. se, eğer
Bu bağlaçla başlayan yan cümleciğin (adverbial clause of condition) öznesi (subject) her zaman bir “insan, bir “kişi” olması gerekir.
*I will give you money on condition that you spend it on books.
Kitap için harcaman koşulu ile sana para veririm.
*I can help you with your homework on condition that you take me to the cinema.
Beni sinemaya götürmen koşulu ile ev ödevinde sana yardımcı olurum.
*I will let you drive on condition (that) you have a valid licence.
Geçerli bir ehliyetin varsa otomobil sürmene izin veririm.